Londra dünyanın en önemli eğitim, sanat ve kültür merkezidir. Kısacası Londra günlerce gezebileceğiniz fakat bitirmekte zorlanacağınız önemli şehirlerden bir tanesidir. Londra’yı cazip kılan en önemli değerler; tarih, kültür, sanat, eğitim ve doğal güzellikleridir. Londra’yı yalnızca İngiliz kabul etmek doğru değildir, çünkü gerçek manada kozmopolit bir şehirdir. Dünyanın bütün renklerini bu şehirde bulabilirsiniz. Aynı zamanda Londra yaratıcılığı, müziği, farklı kültürlere ait yemekleri ve spor etkinlikleriyle milyonlarca insanı kendisine hayran bırakmaktadır.

Aslında Londra’yı birkaç cümle ile anlatmak hiç de kolay değil, biz de sizler için en önemli yerlerini aşağıda listeledik. Fakat bu mekânların dışında çok fazla gezilecek ve görülecek mekânlar bulunmaktadır. Londra’yı gezmek için en ideal ve ucuz ulaşım yöntemlerinden biri metro kullanmaktır. Londra metrosuyla neredeyse ulaşamayacağınız hiçbir mekân yoktur. Ama isterseniz tur otobüslerini tercih ederek şehrin her tarafını keşfetme imkânına sahip olabilirsiniz.

LONDRA’DA GEZİLMESİ VE GÖRÜLMESİ GEREKEN TARİHİ VE KÜLTÜREL MEKÂNLAR

Londra geçmişten günümüze her alanda insanlığa ışık tutan bir şehirdir. Bu şehri birkaç güne sığdırmanız mümkün değildir. Aşağıda bahsettiğimiz en ünlü mekânlardan birkaç tanesini sadece 3 günde ve hızlıca gezebilirsiniz fakat tüm Londra’yı başlı başına aktiviteleriyle, sanatıyla, mimarisiyle ve sayamadığımız birçok alanda keşfetmek için daha fazla zaman ayırmak gerekir. Her yıl ortalama 35.000 milyon insan farklı amaçlarla Londra’ya seyahat etmektedir. Ekonominin, modanın, sporun, eğitimin, sanatın merkezi olan Londra’da 300’den fazla farklı dil konuşulmaktadır. Uluslararası turizmin kesişme noktasıdır. Londra’ya hizmet veren beş büyük havalimanı bulunmaktadır. Örneğin Heatrow havalimanı dünyanın üçüncü en büyük havalimanıdır. İngiltere’de, kişi başına düşen milli gelirin %23’ünü Londra karşılamaktadır. Londra metrosu, dünyanın en eski metrosudur ve 1863 yılında kurulmuştur. Dünyada tarihini en iyi koruyan şehirlerden bir tanesi olan Londra aynı zamanda bir kültür başkentidir. Resmi istatistiklere göre Londra dünyada üçüncü en çok film üreten şehirdir. Şehirde 170’ten fazla müze bulunmaktadır. Londra’da yılda 250’den fazla festival düzenlenir. Başkent Londra eğitim açısından da çok önemli bir merkezdir. Avrupa’da yüksek eğitim kurumlarının en yoğun olduğu şehirdir. Londra’daki üniversitelerin birçoğu dünyadaki en iyi yüz üniversite arasında yer almaktadır. Bu üniversitelerde yüz on bin civarında uluslararası öğrenci eğitim almaktadır.

1- MÜZELER

İngiltere hükümeti tarihe çok önem verdiği için tüm eserleri ve arşivleri müzelerde korumuştur. Aşağıda kısaca bilgileri bulunan müzeler Londra’nın en meşhur başlıca müzeleridir fakat bu müzeler haricinde birçok gezilip görülmesi gereken farklı konu başlıkları altında hayran kalacağınız müzeler de bulunmaktadır. 
 

  • British Museum

‘’British Museum’’ dünyanın en önemli müzelerinden birisidir. Çünkü bu müze dünyanın gelmiş geçmiş tüm uygarlıklarının, medeniyetlerinin ve ülkelerin tarihi eserlerinin sergilendiği muhteşem bir müzedir. Saatlerce gezip bitiremeyeceğiniz bir müzedir, kısacası müthiş bir arşive sahiptir. Afrika’dan, Ortadoğu’dan, Uzakdoğu’dan ve Avrupa’dan binlerce tarihi eserin korunduğu bir müzedir. Bu müzede bütün dinlerin ve inançların izini bulabilirsiniz. Bu muhteşem müzeye giriş ücretsizdir. Haftanın yedi günü açık olan müze saat 10.00 da açılıp 17.30 da kapanmaktadır. Müze, şehir merkezinde Russel Square istasyonuna çok yakın yürüme mesafesinde konumlanmıştır.
 

  • Victoria ve Albert Müzesi

1852 yılında kurulan müzenin en önemli özelliği dünyanın en geniş süsleme sanatları ve dizayn içeriğine sahip olmasıdır. İsmi kraliçe Victoria ve Prens Albert’ten gelmektedir. Müzenin içerisinde dört buçuk milyondan fazla bir koleksiyon bulunmaktadır. Beş bin yıllık bir sanat koleksiyonuna sahip olan müze eski çağdan günümüze kadar geniş bir koleksiyon yelpazesine sahiptir. Müze South Kensinghton bölgesinde istasyona yürüme mesafesinde yer almaktadır.
 

  • Natural History Museum (TARIH MUZESI)

Londra doğal tarihi müzesi, Londra’nın Güney Kensighton bölgesinde bulunan üç büyük müzeden biridir. Müze genel itibariyle yaklaşık seksen milyon yaşam ve yer bilimleri örneklerine sahiptir. Yalnızca bu ürünlerin sergilenmesiyle ünlü değil aynı zamanda bilimsel araştırma bölümleri ve bu araştırmalar ile bağlantılı kitap, dergi, el yazmaları ve sanat koleksiyonlarına sahiptir. Müzenin diğer bir özelliği Charles Darwin’in numunelerini topladığı hem tarihsel hem de bilimsel bir değere sahip olmasıdır. Müzeye giriş ücretsizdir.
 

2- SARAY, KALE VE KULELER

  • Buckingham Sarayı

Buckingham Sarayı yüzlerce yıl Birleşik Krallık hükümdarlarının yönetim ve ikametgâh merkezi olmuştur. Aynı zamanda yabancı devlet adamlarının ağırlanmasında sıkça kullanılmaktadır. Saray ilk 1703 yılında kurulmuştur ve zaman içerisinde yeni yapılar eklenerek günümüzdeki son halini almıştır. Yaklaşık 600 tane odası bulunan görkemli sarayda zaman zaman kraliçe gelip kalmakta ve halkı selamlamaktadır. Kraliçenin sarayda olduğu günlerde bayrak göndere çekilmektedir. Sarayın belirli bölümlerinde kraliyet koleksiyonlarının sergilendiği alanlar bulunmaktadır ve bu koleksiyonlar haftanın belirli günlerinde turistlerin ziyaretine açılmıştır. Buckingham sarayına gelen turistlerin merakla bekledikleri Buckingham sarayı etkinliklerinden biri de belirli saatlerde gerçekleştirilen ‘’Asker değişim törenleridir’’. Turistlerin dikkatini çeken diğer bir özellik ise sarayın etrafında gezinen atlı askerlerdir.
 

  • TOWER OF LONDON ( LONDRA KULESI)

Londra Kulesi 1778 yılında 1. William tarafından yaptırılmış ve zaman içerisinde farklı amaçlar için kullanılmıştır. Kule, bir çok bina, koruma duvarları ve hendekleriyle kompleks bir binadır. Kulenin temel amacı kraliyet sarayı ve saray suçlularının tutulacağı bir yer olarak kullanılmıştır. Ayrıca bu kulenin kötü bir imajı da vardır. Geçmişte idam ve işkence merkezi olarak kullanılmıştır. Son zamanlarda ise devlet hazinesi, hayvanat bahçesi, darphane ve gözlem merkezi olarak hizmet vermiştir. Kule, Thames Nehri kıyısındadır.

  • PARKLAR VE BAHÇELER

Doğaya ve temiz havaya önem veren İngiltere hükümeti, ülkenin tabi örtüsünün bozulmasın asla izin vermemiştir. Bunun en büyük delili şehir merkezlerinde, iş binalarının arasında kurulan dünyaca meşhur büyük parklardır. Sadece şehir merkezlerinde değil şehrin her mahallesinde halkın rahatlıkla gidebileceği her biri birbirinden güzel geniş ve yemyeşil parklar bulunmaktadır. Parklar çok amaçlı kullanılmakta; bisiklet yolları, at yolları, piknik alanları, koşu parkurları, sosyal tesisler, gezinti yolları bulunmaktadır. Londra’nın en önemli parkları Hyde Park, Regent’s park, Richmond Park, Green Park, Dünyanın 0 meridyeninin geçtiği Greenwich Parktır.
 

  • Hyde Park

Hyde Park yalnızca Londra’da değil aynı zamanda dünyanın en önemli parklarından birisidir. Eğer Hyde Park’ı gezmeye kalkarsanız bir gününüzü almaktadır. Park içerisinde bir yapay göl bulunmaktadır ve bu göl üzerinde bot gezileri düzenlenmektedir. Parkı güzel yapan başka bir özellik ise kuğular ve sincaplardır. Bu parkta ‘’speaker corner’’ diye bir alan bulunmaktadır. Bu alanın özelliği; politikacıların, din adamlarının, sanatçıların veya herhangi konuda fikrini beyan etmek isteyen insanların özgürce konuşabildikleri bir alandır. Eğer buraya Pazar günü giderseniz bu konuşmacıları dinlemek ve farklı atmosferi solumak ilginç bir deneyim olacaktır. Ayrıca yılbaşı dönemimde parkta festivaller düzenlenmektedir.
 

Kew Gardens (BAHÇELERİ)

Kew bahçeleri, dünyanın en büyük ve en çeşitli botanik ve mikolojik koleksiyonlarını barındıran bir botanik bahçesidir. Bu bahçe Londra’nın Güney Batı bölgesinde yer almaktadır. 1840 yılında kurulan bahçe ünlü Thames Nehri’nin yanında kurulmuştur. Bahçede 30 binden fazla canlı bitki türü bulunmaktayken dünyanın en büyüklerinden biri olan ‘’herbaryumda’’ yedi milyonun üzerinde bitki örneği bulunmaktadır. Bahçenin kütüphanesi yedi yüz elli binden fazla cilt içermektedir. Londra’nın en güzide turistik merkezlerinden biridir ve aynı zamanda bir dünya miras alanıdır.
 

  • Londra Hayvanat Bahçesi

Londra hayvanat bahçesi dünyanın en eski hayvanat bahçesidir. 1828 yılında Londra’da açılmıştır. Aslında ilk açıldığında, hayvanat bahçesine getirilen hayvanlar bilimsel araştırmalar için kullanılmaz üzere açılmıştır. Fakat yaklaşık 20 yıl sonra halkın ziyaretine açılmıştır. Şuanda hayvanat bahçesinde 755 farklı tür bulunmaktadır ve toplam hayvanın sayısı yaklaşık 17.000 civarındadır. Londra hayvanat bahçesi tazmanya canavarı gibi pek çok nadir türün görülebildiği ender bir hayvanat bahçesidir. Hayvanat bahçesinde farklı türler için özel bölümler oluşturulmuştur. Londra hayvanat bahçesi ünlü Regent’s Park’ın kuzeyinde yer almaktadır. Aynı zamanda hayvanat bahçesi büyük bir akvaryumu içermektedir.
 

LONDON EYE

London Eye Avrupa’da bilinen en yüksek dönme dolaptır. 135 m yüksekliktedir. Londra’nın en popüler turistik mekânı olma özelliğini taşımaktadır. Yaklaşık yılda 3 milyon insan ziyaret etmektedir. Birçok cam kapsülden oluşmaktadır ve her kapsülü yaklaşık 25 kişilik kapasitesi vardır. London Eye’ın yaklaşık bir turu yarım saat sürmektedir. Cam kapsül tam tepeye çıktığında tüm Londra’yı kuş bakışı izleyebilir harika fotoğraf manzaraları elde edebilirsiniz. London Eye’ a binmek için satın alacağınız biletin fiyatı 25 pounddur. Fakat internetten daha ucuza fiyatlarla ve hatta farklı etkinliklerde de faydalanarak paket program biletlerini satın alabilmek de mümkündür. London Eye’ ın konumu Thames Nehri’nin kenarına sıfır , Big Ben ve Westminster Sarayı’na yakındır.
 

BIG BEN

Birleşik krallığın en önemli simgelerinden biri olan Big Ben resmi adıyla Elizabeth kulesidir. Elizabeth kulesi ismi 2012 yılında verilmiştir. Big Ben Londra’da Westminster Sarayı’nın hemen yanındadır. Dünyanın en büyük 2. Dört yüzlü saatidir. Big Ben Victoria gotik stilinde ve 96,3 metre yüksekliğindedir. Kule üzerinde bulunan saatin ağırlığı 5,5 tondur. Çanın ağırlığı 13,5 ton ağırlığındadır ve çan çaldığı zaman 14 km uzaklıktan duyulmaktadır. 1834 yılında yangından aldığı hasardan dolayı tekrar inşa edilmiştir.
 

TRAFALGAR MEYDANI

Trafalgar meydanı Londra’nın merkezinde National Art Galeri’nin ana girişinin kapısının baktığı ana meydandır. Adını Trafalgar savaşından almıştır. İlk adı IV. William meydanıydı fakat daha sonra ismi Trafalgar meydanı olarak değiştirilmiştir. İngiltere’de gezilecek listesinin başında gelir, tüm yollar Roma’ya çıkar sözü gibi Londra’da gezilecek tüm yerler Trafalgar meydanına çıkar. Londra’nın tarihi ve kültürel mekânları Trafalgar meydanına yürüme mesafesindedir. Meydan ismin Amiral ünlü İngiliz komutan Amiral Nelson’dan almıştır. Amiral Nelson Fransa’da yapılan savaşta yaralanmış ve İngiltere’ye dönüş yolunda ölmüştür. O dönem Osmanlı devleti Fransa’ya karşı İngiltere ile ittifak içerisindeydi ve Amiral Nelson’a başarılarından dolayı Osmanlı devleti tarafından Osmanlı nişanı verilmiştir. Osmanlı devleti tarafından ilk defa yabancı bir komutana bu nişan tevdi edilmiştir. Trafalgar meydanında birçok heykel vardır ama en büyüğü ve bilineni Amiral NELSON heykelidir ve 52 metre yüksekliğindedir. Her heykelin bir yapılış amacı ve tarihi hikâyesi vardır.
 

WESTMINSTER ABBEY,  St PAUL’S KATEDRALİ

Westminster Abbey Birleşik Krallığın en önemli ve en eski dini yapılarından bir tanesidir. 1546 yılında inşa edilmiştir. Tarihin akışı içerisinde bu manastır İngilizler için geleneksel taç giyme ve defin yeri olarak kullanılmıştır. Fakat daha sonraki yıllarda yalnızca Kraliyet aileleri tarafından kullanılmıştır. Ancak 1560 yılından itibaren bina artık bir manastır ya da katedral değil yalnızca İngiltere krallığının bir kilisesi statüsüne sahiptir ayrıca Kraliyet ailesi üyelerinin düğün merasimleri bu kilisede de yapılmıştır. Tam net olmamakla beraber 1080 yılında inşa edildiği düşünülmektedir. 1987 yılında Unesco tarafından dünya mirası olarak ilan edilmiştir.  Kilise çok ünlü politikacı, hükümdar ve sanatçıların kabrini barındırmaktadır.(Chrles Darwin,Sir Isaac  Newton, Charles Dicknes, Geoffrey Chaucer, Lord Kelvin, David Livingstone gibi 50 önemli isim) Kilise tarihi bir müze mahiyetinde olduğu için girişler ücretlidir.

St. Paul Katedrali İngiltere’nin başkenti Londra’da bulunan Anglilkan Katedrali ve Londra Piskoposluğunun merkezidir. Günümüzde hizmet veren katedral binasının inşa edilişi 17. Yüzyıla dayanmaktadır. Katedral 1087 yılında yapılmıştır ama birçok defa yangın veyahut farklı faktörlerle yıkılan bina sürekli tadilat altında bulunmuştur. Kraliyet ailesinin düğün ve ölüm gibi önemli merasimlerinin bazıları bu kilisede düzenlenmektedir. Kiliseye giriş ücretsizdir.
 

LONDON BRIDGE

Londra Köprüsü, Londra’nın Thames Nehri üzerinde kurulan ünlü bir köprüdür. 1750 yılına kadar Thames Nehri üzerindeki tek köprü olmuştur. Köprünün bugün bulunduğu yerde yaklaşık 2000 yıl önce Romalılar tarafından bir köprü inşa edilmiştir. Birçok kez yıkılıp yeniden inşa edilen köprünün baştan yapılmaya başlanmasının ardından köprünün üzeri binli yıllardan başlayarak ev yapmak için kullanılmıştır. 1212 yılında köprünün her iki ucunda aynı anda baştan farklı iki yangında 3000 kişi yaşamını yitirmiştir. Köprünün bugünkü hali 1962’ den 1972’ye kadar süren bir inşaat çalışmasıyla bitirilmiş ve 1973 tarihinde tekrar açılmıştır. 283 metre uzunluğundadır.. 1984’te kullanıma açılan köprü, baskül köprü türü köprülerin en ünlülerinden biridir. Köprü yüksek seviyeden iki yatay yürüyüş yolu ve aşağıdan bir araba yoluyla birbirine bağlanmış iki kuleden oluşur. Bazı ticari gemilerin geçişi esnasından trafik durdurulur köprü iki yana doğru açılır.
 

PICCADILLY CIRCUS, OXFORD CIRCUS

Piccadilly ve Oxford Circus caddeleri Londra’nın en ünlü alışveriş mağazalarının ve modanın sergilendiği işlek mekânlardır. Turistlerin ve sokak müzisyenlerinin uğrak yeri haline gelmişlerdir. Özellikle geceleri ve hafta sonları ciddi bir yoğunluk vardır. Sosyal etkinliklerin; tiyatro, müzikal, bar ve birçok mekânların yoğun olduğu mekânlar buradadır. Londra’nın kalbinde konumlanmış bu iki caddeye kolaylıkla ulaşım sağlanmaktadır.
 

 LONDON DUNGEON

Londra’da her yaşın rahatlıkla katılabileceği renkli sosyal etkinlikler vardır. Bunlardan sadece bir tanesi turistlerin ilgisini çekmeyi başaran ‘’London Dungeon Korku Zindanıdır.’’ Tünelde tarihi olaylar canlandırılır. Zindanda korkunç tarihi gerçekler eğlenceli bir biçimde sunulmaya çalışılmıştır. Canlandırmalar için canlı aktörler, özel effektler ve sunumlar kullanılmaktadır. London Dungeon, 1974 yılında açılmıştır. Zindana gittiğinizde 1000 yıllık Londra tarihini farklı bir bakış açısı ile görebilirsiniz. Yani Londra’nın karanlık ortaçağ günlerine, değişik bir tarihe tanıklık edersiniz. London Dungeon, London Eye’ın hemen arkasında yer almaktadır. Big Ben,  parlamento binası, Westminster Abbey’e yürüme mesafesindedir.
 

 BOROUGH MARKET

Ünlü Borough market Londra’nın Southgate caddesinde yer almaktadır. 1014 yılında kurulmasına rağmen asıl bahsedildiği dönem 1276 sonrasıdır. 18.000 metre kare üzerinde kurulmuş bir markettir. 19. Yüzyıl boyunca Londra’nın en önemli pazarı olmuştur. Geleneksel İngiliz mutfağı ve organik birçok ürün bulacağınız pazarda farklı milletlere ait lezzetlerle de karşılaşabilirsiniz. Market sabah 10.00’da açılıp akşam 17.00’da kapanmaktadır. Cumartesi günleriyse sabah 08.00’de açılıp akşam 17.00’de kapanır.
 

MADAME TUSSAUDS

Madame Tussauds, Londra merkezde bulunan dünyanın ilk bal mumu heykel müzesidir. Fakat dünyanın birçok farklı yerlerinde de ( Amsterdam, New York ) şubeleri açılmıştır. Balmumundan heykel ustası Marie Tussauds tarafından 1761 yılında kurulmuştur. 250 yıl önce Londra’da açıldığı yıldan itibaren milyonlarca insan tarafından ziyaretçi akınına uğramıştır. Bu müzeyi ziyaret edenler, geçmişten günümüze birçok ünlünün arasında duygu yüklü bir deneyim yaşarlar.

Eğitimde 20 yıllık tecrübe ve kalitegüvencesiyle!

İletişim için Tıklayınız